12 Ağustos 2009 Çarşamba
1.5 YIL ARADAN SONRA GEZİNİN DEVAMI Hırvatistan,Slovenya,Bosna,Karadağ,Makedonya,Yunanistan(Dönüş)
Günlük'ü takip edenler gezinin yarısında kesilen yazılardan sonra eminim ne olup bittiğini merak etmiştir:) Neden bıraktım, bilmiyorum;belki ihmalkarlıktan veya hep yarına ertelediğim için...(!) Aradan geçen 1.5 yıldan sonra kaldığım yerden tamamlamaya çalışırken sanırım biraz da anılarımı tazelemem gerekecek ve eski formatı olan tarihleriyle anlatmak yerine genel olarak benim için özel olan şeyleri yine birazda defterime göz atarak toparlamaya çalışacağım.
En son Belgrad'da iken yazmışım. Öyleyse sonraki durağım Novi Sad'dan devam edeceğim. Bu arada belirtmem gerekir ki sayfanın başında çizdiğim haritaya pek uyamadım. Arnavutluk'a gidemedim örneğin. Haritadaki çizgi Adriyatik sahillerini boylu boyunca geçerken ben yalnızca Dubrovnik'e uğradım. Bunun dışında bazen isteyerek bazen de kontrolümün dışında olan nedenlerle hiç planlamadığım yerlerde bulunmaktan da büyük keyif aldım. Nedenlerini anlatacağım.
21 Nisan 2008 Pazartesi
Su an slovenyadayim burada internet bulmak zor ve pahali bosnaya gittigimde belgrad dan bu yana gecen herseyi paylasacagim...ilginiz icin sagolun








Kalemegdan a knez mihaylova dan heryerde cocuk arabali alielerin turladigi, eski yugoslavya donemine


12 Nisan 2008 Cumartesi
11 nisan-12 nisan
Selanik te yesil alan bulmak gercekten zor. antik roma kalintilarinin ortasinda durdugu Navarinu şehrin nefes alabildigi birkac yerden biri
Meydanin etrafinda hos kafeler ve tavernalar var. Sanirim kafa dinlemek icin en musait yer burasi tabii gündüz vakti. Gece yaklastikca buradan Aristotelus akadar kalabalik artiyor. Selanik gece hayatiyla ünlü. Arkadaslirimla
gece icin sozlestik saat 11 de Aristotelus da buluşacağız. Öncesinde her türk gibi yöre insanın Kemal'in Evi diye bildiği ilk okul kitaplarından aşina olduğumuz evi arıyorum. Bulmam gercekten zor oldu cunku turistik bir yer olarak bilin
miyor. haritalarda yok. ancak turk konsoloslugu olaraka sordugunuzda gosteriyorlar.Giris icin pasaportunuz ve kimliginiz de sart.
İçerdeki esyalar orijinal degil Balkan Savaşlarindan sonra Zubeyde Hanim evi geri donme umuduyla terke ttikten sonra yunanli bir alie tasiniyor ancak lozan antlasmasiyla ev turkiye ye verilmek uzere yunan hukumetince aileden satin aliniyor.esyala topkapisan ve ataturkun istanbuldaki koleksiyonundan getirilmis.ama evin iyi korundugunu gormek beni memnun etti.
.
Sonraki duragim Ana Poli (Upper town) olarak bilinen sehrin sirtlarinda ve yuksekce bi
r ye
rlerde bulunan Kastra bolgesi.Kastra kale demek. Sanirim burasi bir kale kurmak icinde en makul yer. Osmanli zamaninda turkler daha cok buraya yerlesmis o yuzden burada mimari biraz daha farkli ve daha cok anadolu mimarisine benziyor.Dar sokaklari kucuk kafeleri ile cok sirin bir yer.Yinede cok tenha bir yer ,turk turistlerden baska kimse yok.
Aristo universitesine dogru yola koyuluyorum. Arkadaslar universiteyi gezdirecekler.Acikcasi ilk izlenimin siyasi aktivitelerin kendini cok rahat ifade edebildigi yonunde oldu.Uzatmiyorum
sozu resi
mlere birakiyorum.










11 Nisan 2008 Cuma







20 Şubat 2008 Çarşamba
Harita1

Halka içindeki yerler önemli duraklarım.40 veya 45 gün sürmesini planlıyorum
18 Şubat 2008 Pazartesi
Günce
Mart ayında Balkan ülkelerini kapsayacak bir geziyi uzun zamandır planlıyordum.Evde üzerine hayali gezi turumu çizecek haritam kalmadığında hayalimi gerçekleştirmenin artık zamanı geldiğinide anladım.Yanıma bir not defteri alacak gördüklerimi yaşadıklarımı günlük tadında yazacaktım.Bi Blogdur gidiyor...Ben de,her ne kadar defterime yazacaklarımı aynen geçirmeyeceksem de,gezi boyunca yaşadıklarımı eş dostla paylaşmak olsun,yaşadığım zamanın mukayesesini yapabilmek olsun,internet üzerinden milyonlarca insana ulaşabilme çabasında olanlara katıldım:)Ben uzaklardayken ailemi tedirgin etmemek,onların beni zırt pırt arayıp ''Oğlum yemeğini yiyormusun,aman kalın giyin,üşütme!''türünden tembihlerini almamak da interaktif ortamda bir günlük oluşturmam için bir başka sebepti.
Düşündüm ki her ne kadar üzerinde yaşadığımız dünya haritalarda çizgilere bölünmüş olsa da her ne kadar bu bölünmüşlüğe yenileri daha eklense de,dünyanın neresinde yaşıyor olsak da olalım, sonuçta hep aynı gökyüzüne ,aynı Ay'a ,Güneş'e,yıldızlara bakıyoruz ve hepimiz bir Gökyüzü İmparatorluğu'nun yurttaşlarıyız.Hayır, günce de hep bu kadar ciddi olmayacağım!Yine de oldum olalı otel ve uçak rezervasyonlarına ve yalnız alışveriş merkezleri- ünlü müzeler- büyük caddeler üçgeninden oluşan seyahatlere karşı mesafliydim.Ne mutlu arka sokakları da gezenlere!
Dünya'ya gelişimizden sorumlu olmadığımız gibi üzerinde doğacağımız toprakların seçimindende hiçbirimiz sorumlu olmadık.Ancak kendimizi bir yabancı olarak bu dünya üzerinde tanır ve var ederiz.Tıpkı uzaklara,başka topraklara yapacağımız seyahat gibi...Derim ki Dünya önümüze sunulan altın bir tepsidir,içinde daha önceden hiç tadmadığımız pek çok yiyecek olan..Ve açıkçası masadan aç kalkmak büyük enayiliktir.
S on olarak Site gün be gün güncellenecek ve resim video gibi görsel malzemelerdende beslenecek.Balkan Günce'sini daha sonra yapacağım gezilerin günlükleri takip edecek ve Gökyüzü İmparatorluğu tamamlanacak.Elimden geldiğince İngilizce'ye de çevireceğim.
Mart'ı bekleyelim!..Şimdiden Sevgiler Noyan Coşkun.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)